Bireysel Emeklilik Sistemi;kişilerin aktif çalışma yaşamları süresince yaptıkları tasarrufları uzun vadeli yatırıma yönlendirerek,emeklilik dönemlerinde yaşam standartlarını koruyabilecekleri bir gelir elde etmelerini sağlayan özel bir emeklilik sistemidir. Kişiler bu sisteme gönüllü katılarak, sosyal güvenlik sisteminin sağladığı emeklilik gelirine ek bir gelir sağlayabilmektedir.
Sistem, katkı paylarının/tasarrufların toplanması, değerlendirilmesi ve kişiye toplu para ya da maaş ödenmesi esasına dayanmaktadır.
Hayır. Bireysel Emeklilik Sistemi’nde Sosyal Güvenlik Kurumu’na ilişkin bir bağlılık ya da çalışma koşulu bulunmamaktadır. Sosyal güvenlik kurumundan kaynaklanan haklar devam edecektir.
Bireysel Emeklilik Sistemi Türkiye’de, dünyadaki en iyi uygulamaların incelenmesiyle oluşturulan, devlet tarafından güvence altına alınmış ve örnek gösterilecek kadar iyi işleyen bir sistemdir. Şirketlerin emeklilik faaliyetleri Hazine Müsteşarlığı’nın, şirketin fonlarına, portföy yöneticilerine ve saklayıcılara ilişkin hesap ve işlemleri Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) denetimine tabidir.
Bireysel Emeklilik Sistemi’nin güvenli ve etkin biçimde işletilmesini sağlamak, katılımcıların hak ve menfaatlerini korumak amacıyla emeklilik şirketlerinin faaliyetleri Hazine Müsteşarlığı’nın günlük gözetim ve denetimine tabidir. Hazine müsteşarlığı bu görevin yürütülmesini teminen Emeklilik Gözetim Merkezini görevlendirmiştir.
Evet. Aynı şirketten ya da farklı şirketlerden birden fazla emeklilik sözleşmesi alma imkanı bulunmaktadır.
Ödenen katkı payları, şirket hesaplarına intikalini takip eden en geç ikinci iş gününde katılımcı veya varsa sponsor kuruluş tarafından belirlenen fonlar için gerekli talimatlar verilerek yatırıma yönlendirilmektedir.
Katılımcı bireysel emeklilik hesaplarındaki birikimlerin ve ödediği katkı paylarının fonlar arasındaki dağılım oranlarını veya tutarlarını yılda en fazla 6 kez değiştirebilir. Bu yöndeki değişiklik talebi yazılı olarak veya şirketin çağrı merkezinden yahut şirketin internet sitesinde katılımcı adına oluşturulan güvenli sayfadan yapılır.
Devlet katkısı, BES katılımcılarının yatırdıkları katkı payı tutarının yüzde 25’i kadar ek bir tutarın katılımcının adına açılan ayrı bir hesaba aktarılması demektir.
Evet, bir katılımcının bir takvim yılı içinde alabileceği devlet katkısı tutarı, ilgili yıla ilişkin brüt asgari ücret tutarının %25’ini geçemez. Limit hesabı katılımcı bazında yapılır.
Sigorta ettiren, ölüm veya hayatta kalma ihtimallerine karşı kendisinin veya başkasının hayatını, sigorta ettirebilir. Başkasının hayatı üzerine sigorta yapılabilmesi için, o kişinin hayatının devamında lehtarın menfaatinin bulunması şarttır.
Menfaat şartının sözleşmenin yapılmasından sonra ortadan kalkması hâlinde sözleşme o andan itibaren geçersiz hâle gelir; ancak, sigorta ettirene erken ayrılma değeri ödenir.
Hayat sigortalarında ödenen primler sayesinde vergi indirimi sağlanmakta ve ödenen primin gerçek maliyeti düşmektedir.
Sigortanın Türkiye’de yerleşik ve merkezi Türkiye’de bulunan bir sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması halinde sigortalının şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait birikim priminin alındığı hayat sigortalarında ödenen prim tutarının % 50’si; yalnızca ölüm, kaza, hastalık, sakatlık teminatı içeren hayat sigortalarında ise ödenen primin tamamı gelir vergisi matrahından indirilebilmektedir.
Gelir vergisi matrahından indirilebilecek tutar:
· Ücretliler için, primin ödendiği ayda elde edilen ücretin %15’i;
· Yıllık beyanname vermekle mükellef olanlar için, beyan ettikleri gelirin %15’i,
· Asgari brüt ücretin yıllık tutarı
ile sınırlanmıştır.
İşverenlerin çalışanları adına ödediği şahıs sigortası primleri, ticari kazançlarının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabilmektedir.
İşverenler tarafından çalışanları adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ve indirim konusu yapılacak şahıs sigortaları prim ödemelerinin toplam tutarı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz.
Yıllık hayat sigortası primleri yaşa göre belirlenmektedir. Sigorta şirketine göre meslek ve cinsiyetin de dikkate alındığı prim tabloları bulunmaktadır. Seçilen teminat tutarları da dikkate alınarak prim hesaplanır.
Birikimli hayat sigortalarından ödenen primlerden risk primi, gider payı ve aracı komisyonu(veya üretim masrafı) kesintileri yapıldıktan sonra kalan tutar yatırıma yönlendirilmektedir. Bu yönlendirme, Hayat Grubu Sigortaları Yönetmeliği kapsamında günlük kar payı esasına göre ve sigortalıları korumaya yönelik olarak Yönetmelikte belirlenen menkul kıymet kısıtlamalarına göre yapılmaktadır.
Sağlık sigortasında sigorta yaptıracak kişinin beyanı esas alınmaktadır. Bu yüzden talepte bulunan kişinin sigorta şirketini yanıltıcı beyanda bulunmaması gerekir. Yanıltıcı beyanda bulunulması ya da buna neden olacak şekilde sessiz kalması sigorta şirketine sözleşmeden cayma hakkı verecektir.
Sigorta yaptıracak kişi tarafından sigorta şirketi ile karşılıklı mutabakata vardıktan sonra kabul edilen poliçenin ücreti ödenir. Poliçede muafiyet, indirim veya ek prim uygulaması var ise bunun sigorta yaptıracak kişi tarafından detaylı bir şekilde bilinmesi gerekmektedir.
Poliçede sunulan teminatların kapsamının tam olarak öğrenilmesi böylece sigorta şirketinin ve sigortayı yaptıracak kişinin üzerlerine düşen yükümlülükleri öğrenmesi için poliçeyi ve eklerini okuması gerekmektedir.
• Sağlık Sigortası poliçelerinde teminat ne zaman başlar?
Sağlık sigortası başlangıç tarihinden sonra oluşan hastalık ve kazalara ilişkin harcamalar, poliçe özel ve genel şartları ve istisnalarında tanımlandığı şekilde kapsam içinde olup, teminatlar dâhilinde karşılanmaktadır.
Sigortalının intihara teşebbüsü nedeniyle meydana gelebilecek hastalık veya yaralanma halleri ile esrar, eroin gibi uyuşturucuların kullanımı teminat dışı kalan hallerdir.
Kasko sigortası sahibi, öncelikle hasarın gerçekleştiği tarihi öğrendikten itibaren en geç 5 iş günü içerisinde durumu, sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Ve sanki sigortalı değilmişçesine gerekli kurtarma ve koruma önlemlerini almalı ve bu amaçla sigortacı tarafından verilen talimatlara da elinden geldiğince uymalıdır.
Aracın çalınması halinde ise, durumu öğrenir öğrenmez derhal yetkili makamlara bildirimde bulunmalıdır.
Ayrıca Rücu işlemlerinde kullanılacak bilgi ve belgeleri de, gecikmeden sigortacıya vermelidir.
Zararın tahmini miktarı ve söz konusu zarara neden olan olay beyan şeklinde yazılı makul ve uygun bir süre içinde sigortacıya bildirilmelidir.
Kasko sigortası, kendi aracınıza gelen maddi zararları teminat altına almaktadır. Trafik sigortası ise, aracınızın üçüncü kişilere vereceği maddi ve bedeni zararları teminat altına alan ve yaptırılması zorunlu olan bir sigortadır.
Trafik sigortası, sadece üçüncü kişilere verilen zararları karşılamakta olup, kendi aracınızın hasarını ödemez. Bu durumda, kasko sigortası yaptırılması gerekmektedir.
Şirketler, teminatların geliştirilmesi amacıyla paket poliçeler de oluşturmaktadırlar. İşte bu kapsamda, kasko sigortaları ile birlikte İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası, Ferdi Kaza Sigortası, Seyahat Araç Destek Sigortası gibi teminatlarda ek poliçelerle verilmektedir.
Örneğin: Trafik sigortası manevi tazminat taleplerini karşılamazken, kasko sigortasına ek olarak Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası ile manevi tazminat talepleri ek sözleşme ile teminat altına alınabilir.
Standart lastik ve jantlar otomatik teminat kapsamındadır. Araca sonradan ilave edilen özel lastik, çelik jantlar, değer olarak standartlarından farklı olduğu için, değerleri sigortalı ile sigortacı tarafından mutabık kalınarak tesbit edilmeli, poliçede ayrıca belirtilmelidir. Orijinal olmayan radyo, teyp, kolonlar, equalizer, klima, alarm, telsiz, telefon, faks, otomatik anten, takometre gibi cihazlar, ancak ek prim alınarak kasko poliçesi kapsamına dahil edilebilirler. Bu tür cihazların marka ve bedellerinin kasko poliçesinde mutlaka gösterilmesi gerekmektedir. Bu cihazlar aracın orijinalinde var ise orijinal olduğu da belirtilmelidir.
Kamuoyunda Torba Yasası/Kanunu olarak bilinen ve ilgili Kanunun 2011 yılının Şubat ayında yürürlüğe girmesiyle trafik kazalarında, kazazedelerin tüm tedavi giderleri Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) üstlenmiş ve sigorta şirketlerinin bu konudaki sorumluluğu ortadan kalkmıştır.
Trafik kazası geçirip de, yaralananların kazada kusur oranına, kişilerin genel sağlık sigortalısı olup olmadığına bakılmaksızın, tıbbi malzeme ve ilaç harcamaları da dahil tüm tedavi giderleri SGK tarafından karşılanacak ve SGK tedavi giderlerini Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) üzerinden yapacaktır.
Araç işletenleri sigorta sözleşmesini bitim tarihi itibariyle yenilemekle yükümlüdür. Araç işleteninin sigorta sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren yenileme işlemini gerçekleştirmediği her 30 gün için müteakip sigorta sözleşmesinde prim, %50 ile sınırlı olmak üzere % 5 ilave edilerek hesaplanır. Ayrıca trafik zabıtasının ya da yetkililerin yapacağı kontrollerde aracınızın trafik sigortası bulunmadığı tespit edilirse, aracınız trafikten men edilir ve para cezası uygulanır.
Trafik Sigortası, sadece üçüncü şahıslara verilen zararları karşılamakta olup kendi aracınızın hasarını ödemez, bunun için kasko sigortası yaptırmanız gerekir.
Yangın sigortasında ve yangına ek olarak verilen deprem ve yanardağ püskürmesi dışındaki diğer ek teminatlarda (grev, lokavt, kargaşalık, halk hareketleri, terör, sel ve su baskını, yer kayması, fırtına, dahili su, duman, taşıt çarpması, kara taşıtları, deniz taşıtları, hava taşıtları, kötü niyetli hareketler) prim tutarı sigorta şirketlerince serbestçe belirlenmektedir.
Yangın sigortasına deprem ve yanardağ püskürmesi teminatının eklenmesi halinde ise İhtiyari Deprem Ve Yanardağ Püskürmesi Teminatına İlişkin Tarife Ve Talimat hükümleri uygulanır.
Sigorta ettiren/Sigortalı, rizikonun gerçekleşmesi halinde aşağıdaki hususları yerine getirmekle yükümlüdür:
1- Rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç 5 iş günü içinde sigortacıya bildirimde bulunmak
2- Sigortalı değilmişçesine gerekli kurtarma ve koruma önlemlerini almak ve bu amaçla sigortacı tarafından verilen talimata elinden geldiği kadar uymak.
3- Sigortacı veya yetkili kıldığı kimselerin, makul amaçlarla ve uygun şekillerde hasara uğrayan bina ve yerlere girmesine, bunları teslim almasına, el koymasına, muhafaza altına almasına ve zararı azaltmaya yönelik girişimlerde bulunmasına izin vermek
4- Zorunlu haller dışında, hasar konusu yer veya şeylerde bir değişiklik yapmamak
5- Sigortacının isteği üzerine, rizikonun gerçekleşmesi nedenlerini ayrıntılı şekilde belirlemeye, zarar miktarıyla delilleri saptamaya, rücu hakkının kullanılmasına yararlı ve sigorta ettiren için sağlanması mümkün gerekli bilgi ve belgeleri gecikmeksizin sigortacıya vermek.
6- Zararın tahmini miktarını belirtir yazılı bir bildirimi makul ve uygun bir süre içinde sigortacıya vermek.
7- Tazminat yükümlülüğü ve miktarı ile rücu haklarının saptanması için sigortacının veya yetkili kıldığı temsilcilerinin sigortalı yer veya şeylerde ve bunlarla ilgili belgeler üzerinde yapacakları araştırma ve incelemelere izin vermek.
8- Sigortalı yer veya şeyler üzerine başkaca sigorta sözleşmeleri varsa bunları sigortacıya bildirmek.
Sigortacı hasar miktarına ilişkin belgelerin kendisine verilmesinden itibaren 1 ay içerisinde gerekli incelemelerini tamamlayıp hasar ve tazminat miktarını tespit edip sigortalıya bildirmek zorundadır.
Yangın sigortasında ek sözleşme ile grev, lokavt, kargaşalık, halk hareketleri, terör, deprem ve yanardağ püskürmesi, kar ağırlığı, sel ve su baskını, yer kayması, fırtına, dahili su, duman, taşıt çarpması, kara taşıtları, deniz taşıtları, hava taşıtları, kötü niyetli hareketler nedeniyle meydana gelen zararlar da teminat kapsamına alınabilir.
Zorunlu Deprem Sigortası genel anlamıyla, belediye sınırları içinde kalan meskenler için geliştirilmiş bir sigorta sistemidir. 6305 sayılı Afet Sigortaları kanunu gereğince, aşağıda tanımlanmış binalar güvence altına alınır:
– Tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tâbi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar,
– 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler,
– Bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler,
– Doğal afetler nedeniyle devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile yapılan meskenler.
Zorunlu Deprem Sigortası ayrıca yukarıdaki koşullara uyan;
– Kat irtifakı tesis edilmiş binalar,
– Tapuda henüz cins tashihi yapılmamış ve tapu kütüğünde vasfı “arsa vs.” olarak görünen binalar,
– Tapu tahsisi henüz yapılmamış kooperatif evleri,
için de geçerlidir.
Zorunlu Deprem Sigortası ile depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kaymasının doğrudan neden olacağı maddi zararları, poliçede belirtilmiş limitler dahilinde karşılanır.
Sigortalının adı, adresi, telefonu, cep telefonu, T.C. Kimlik Numarası, Vergi Kimlik Numarası (Tüzel Kişiler için), sigortalanacak binanın açık adresi, tapu bilgileri, inşa yılı, yapı tarzı, toplam kat sayısı, hasar durumu, meskenin brüt yüzölçümü (m2), kullanım şekli bilgileri gereklidir. Yanlış beyandan doğabilecek maddi kayıplar sigortalının sorumluluğundadır.
Deprem sonrasında, hasar meydana geldiğinin öğrenilmesinin hemen ardından, hasar durumu 125 Alo DASK Çağrı Merkezine bildirilmelidir.
Malik veya intifa hakkı sahibi, binanın ve her bir bağımsız bölümün projeye aykırı olarak ve taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde tadil edilmesine veya zayıflatılmasına karşı gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.
Malik veya intifa hakkı sahibi, hasarın projeye aykırı olarak ve taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek tadilat nedeniyle ortaya çıktığının tespit edilmesi durumunda, sigortadan tazminat alma hakkını kaybeder.